Çeviri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çeviri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Blogunuzun Ziyaretçi Trafiğini Nasıl Artırırsınız?

Geçenlerde e-posta kutuma Wordpress.com'dan, Scott Berkun imzalı iyi ve faydalı bir yazı geldi: How to Get More Traffic (Blogunuzun Ziyaretçi Trafiğini Nasıl Artırırsınız). Tabiî burada trafik derken ziyaretçi sayısını ve sıklığı kast ediliyor. Yani kısaca, blogunuzun/sitenizin ziyaretçi sayısını nasıl artırırsınız ve bu ziyaretçilerinizin daha sonraları da blogunuza/sitenize yeniden ve daha sık gelmesini nasıl sağlarsınız? 

(Bir süre önce keşfettiğim Blog Hocam başta olmak üzere) İnternette, blog âleminde bu ve buna benzer birçok yazı, tavsiye bulabilirsiniz ancak bunun, Blogger ile birlikte blog âleminin en önemli platformlarından olan Wordpress'ten gelmesi önemli... 

Kuşkusuz benim için de faydalı olan ve önemli tavsiyeler içeren Scott Berkun imzalı bu yazıyı, önemli noktalarıyla, Türkçe'ye çevirerek aşağıda yayınlıyorum...


Blogunuzun Ziyaretçi Trafiğini Nasıl Artırırsınız?

Bir blogger, ilk yazısını bloguna girdiğinde, hemen soracağı ilk soru şu olur: Ziyaretçilerim nerede?  Herkes kendisinin dikkate değer olduğunu varsayar, ki aslında herkes öyledir. İzleyicileri edinmek süre ister ve kimse hiçbir çaba harcamadan ziyaretçi trafiğine erişemez.

1- Hakkımda Sayfası Oluşturun: Sitenizin ziyaretçilerinin merak ettiği ve bakacağı ilk şeylerden biri sizin kim olduğunuzdur. Eğer, kısa da olsa bir bilgi içeren hakkımda sayfasını ihmal eder ve genel ve klasik bir sayfa bırakırsanız, ziyaretçileriniz kaybolacaktır. Ancak, kısaca (iki paragraf fazla gelir) kendinizden ve blogunuzun içeriğinden bahsederseniz, ziyaretçileriniz yine gelecektir. 

2- Duyuru Yapın: Blogunuza yazdığınız yazıların, aynı anda otomatik olarak Twitter, Facebook, LinkedIn gibi hesaplarınızda paylaşılması için ayarlarınızı yapın. Böylece, her yazıda ziyaretçi sayınızı artırırsınız. 

3- Paylaşım Yapılmasını Sağlayın: Paylaşım butonları ile ya da birkaç tıklama vasıtasıyla, blogunuza gelen ziyaretçilerinizin, blogunuzdaki yazılarınızı sosyal ağlarında, bloglarında ya da doğrudan e-posta ile paylaşmalarını sağlayın. 

4- Okuyucularınızın E-posta ile Abone Olmasını Sağlayın: Bazen e-postanın önemli bir trafik kaynağı olduğu unutulur. Eğer blogunuza abonelik formu eklerseniz, insanlar blogunuzdaki yeni yazılardan, e-posta aracılığıyla otomatik olarak haberdar olmayı tercih edebilir. Bu yöntem ile ziyaretçilerinizi (hem siz hem de ziyaretçileriniz) herhangi bir ekstra çaba harcamadan blogunuzda tutabilirsiniz. 


5- Düzenli Olarak Yazın: Blogunuz için bir takvim oluşturun. Bu takvime göre yazı yazma sıklığınızı (günde bir, haftada bir, 15 günde bir, vs.) ayarlayın ve ona göre yazın. Yazı yazma sıklığınızı hakkımda sayfasında belirtin ve ayrıca bunun için kişisel takviminize de hatırlatıcı koyun. Sizden düzenli olarak yazmanızı bekleyen ve bir sonraki yazınızda ne yazacağınızı merak eden insanlar blogunuza yeniden gelecektir. 

6- İyi Bir Şekilde Yazın: Kuşkusuz güzel yazılar daha çok ziyaretçi trafiği çekecektir. Eğer her yazınız sıkıcı ise veya kötü şekillerde yazılıyorsa, her gün yazı yazmanızın hiçbir anlamı yok.  İlginç fikirler geliştirmek ve yazıları anlaşılır, özlü ve hatasız konuma getirmek zaman alacaktır. Eğer insanlar sizin dikkatsiz ve önemsemeyen bir yazar olduğunuzu görürse, blogunuza bir daha gelmeyeceklerdir. Gördükleri içerik, geri gelmeyi seçmede onlar için yeterli değilse, daha fazla ziyaretçi trafiğinin ne anlamı var? 

7- Güzel Başlıklar Seçin: Blog yazılarının başlıkları gazete başlıklarına benzer. İnsanların, yazının içeriğinde ne olduğunu merak etmeleri ve okumaları için başlıklar kısa ve ilginç olmalı. Yazıya iyi bir başlık seçmek biraz düşünme ve vakit ister ancak buna değer. Paylaşıldığında, Facebook'ta ve Twitter'da herkesin göreceği şey yazınızın başlığı ve bağlantısı olacaktır.


8- Diğer Bloglara Link (Bağlantı) Verin: Siz başka bir bloga link verdiğinizde, onlar (pingback ya da backlink vasıtasıyla) kendilerinden bahsedildiğinden haberdar olurlar. Bu hareket, onların blogunuzu ziyaret etmesini sağlayacak ve eğer blogunuzu beğenirlerse, yazılarında sizden bahsedeceklerdir. Ancak bunu idareli yapın çünkü çok fazla sayıda link spam olarak algılanır. Eğer başka bir blogtan beğendiğiniz bir yazı olursa, yazıdan bir paragrafı blogunuzda yayınlayın ve okurlarınızın, yazının geri kalan tamamını okumaları için yazının olduğu blog sayfasına link verin.

9- Benzer Bloglara Yorum Bırakın: Diğer (özellikle sizin blogunuzun konusuna benzer) bloglara bıraktığınız her yorum, sizin nasıl düşündüğünüzü ve yazdığınızı gösterir. İnsanlar, güzel bir yorum okuduklarında, sizin adınızı ve blogunuzun linkini göreceklerdir ve bu da o kişilerin, sizin daha başka neler dediğinizi/yazdığınızı merak etmesine yol açarak, blogunuzu ziyaret etmelerine yol açacaktır. Size benzer konularda yazan güzel blogları listeleyin, okuyun ve zaman zaman (yorumlarınızla ya da ek bilgilerle) katkıda bulunun.

10- Bırakılan Her Yoruma Cevap Verin: İnsanların blogunuza yorum bırakması, onların bunun için zaman harcaması/ayırması demektir. Blogunuza yorum bırakanları, yorumlarını dikkate alarak, yorumlarına cevap yazarak ve geri bildirimlerini göz önünde bulundurarak ödüllendirin. Bu, onların blogunuzu yeniden ziyaret etmesini sağlayacaktır.

11- İstekte/Ricada Bulunun: Okuyucularınızdan (ya da arkadaşlarınızdan) blogunuzda yazmak üzere konu belirtmeleri için ricada/istekte bulunun. Bunun için Facebook, Twitter, vb. ortamları da kullanabilirsiniz. Ardından, onların isteklerini yazdığınız hususunda bildirimde bulunun. Bu yolla, en az garantili bir okuyucu edineceğinizden emin olabilirsiniz.

12- (Gerekirse) Ödeme Yapın: Blogunuzun reklamını yapmak ve daha çok kişiye ulaşmak istiyorsanız, reklam, vb. mecralara yatırım yapın. Eğer çok güzel ve faydalı bir yazı yazdığınızı düşünüyor ve gerçekten, bunun daha çok kişiye ulaşmasını, ziyaretçilerden geri bildirim almayı istiyorsanız, bu iyi bir yöntem olabilir.


Bazen daha yoğun ziyaretçi trafiği planları işitirsiniz, ancak böyle şeyler pek inanılır değil. Öyle çok sihirli ya da gizli formüller yok...

Yukarıda belirtilen tavsiyeler, iyi bir şekilde kullanıldığında, blogunuzun ziyaretçi sayısını ve trafiğini artırmak için faydalı olacaktır.

8 Şubat 2011 Salı

GIDA: Fiyatlar 2008’den Beri En Üst Seviyede

Blogumda zaman zaman yabancı kaynaklardan çevirilere yer vermeye çalışacağım. Bu konudaki ilk çalışmamı aşağıda okuyacaksınız.

"Neden gıda?" derseniz dünya nüfusu hızla artıyor (2011 sonunda 7, 2045'te ise 9 milyara ulaşacağı öngörülüyor) ve buna paralel olarak gıda arzındaki artış ise nüfus artış hızına oranla düşük. Hepimiz şu ekonomi kuralını biliriz: Eğer arz-talep dengesinde arz talebi karşılamaya yetmiyorsa, bu durumda arz edilen ürünün fiyatı artar. Nüfus hızla artıyor ve gıda artışı aynı oranda değil. Ben kişisel olarak yakın zamanda, ülkelerin kendi nüfuslarını beslemek için gıda ve su savaşlarını yapacağını düşünüyorum.

Konuyla ilgili olarak, Türk basınında da bazı haberler yer aldı:
Bunlar tabiî ki basında yer alan birkaç haber ve daha fazlasını da bulmak mümkün.

Aşağıda konuyla ilgili olarak yabancı bir siteden aldığım haberin çevirisi mevcut. Konuyla ilgili haberi de ilk bu sitede okuduğumu ve bu yüzden çeviri yapmak istediğimi belirtmem gerek.


Çeviride mutlaka hatam olmuştur. Bunun için affınıza sığınıyorum. İngilizce bilen arkadaşlar, kaynaktan haberin orjinalini ve konuyla ilgili daha fazla haberi okuyabilir.


GIDA: Fiyatlar 2008’den Beri En Üst Seviyede

Gıda fiyatları 2010’un 2. yarısından itibaren tırmanışa geçti. (Foto: Erica Silverman/IRIN)

JOHANNESBURG, 5 Ocak 2011 (IRIN) – Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayınladığı yeni verilere göre gıda fiyatları, 2008 krizinden sonraki en yüksek seviyesinde.
2008 ortalarında, uluslararası gıda fiyatları son 30 yıldaki en üst seviyesine ulaşmıştı. Bu da son yıllardaki en kötü gıda krizine yol açmış, en az bir hükümeti devirmiş ve 1 milyardan fazla insanı da açlığa itmişti.

“Tahıl, kızartma yağı, et ve süt ürünlerini içeren gıdaların küresel bazdaki ortalama fiyatları, Aralık 2010’da Aralık 2009’a göre % 25 daha yüksekti.” dedi FAO’nun Hükümetlerarası Hububat Grubu genel sekreteri Abdolreza Abbassian.

Mısır, buğday ve pirinç gibi tahılların ortalama fiyatlarının Aralık 2009’a göre %39 daha fazla olmasına rağmen, henüz Haziran 2008’deki tepe noktasından % 13 düşük durumda.

Sert hava koşulları ve fiyat oynaklığı, 2010’un 2. yarısı boyunca fiyatları yukarıya çekti. Dünyanın en büyük iki buğday üreticisi Rusya ve Ukrayna’daki kuraklık ve yangınların etkisiyle Temmuz 2010’dan itibaren fiyatlar tırmanışa geçti. Eylül 2010 itibariyle buğday fiyatları % 60 ile % 80 arası arttı ve Rusya ihracatı yasakladı.

Dünyanın diğer büyük buğday üreticisi Kanada ise kötü hava koşullarından etkilendi. Kasımdan itibaren uzun süredir devam eden kuru hava koşulları, Arjantin’deki ve ayrıca en büyük üreticiler arasındaki soya fasulyesi ve mısır ürünlerini etkiledi. Kaliteli buğdayın önemli kaynaklarından Avustralya’da görülen selin de fiyatlar üzerinde etkisi olabilir.
“Kasım ayına göre daha az iyimserim, daha fazla güzel haberimiz yok.” yorumunu yapıyor Abbassian. “Ancak her yerde tampon ekinlerimiz olabilir ve fiyatlar düşebilir –asla bilemezsiniz– ama, aynı zamanda, yüksek fiyatlar bir yere gitmeyecek ve bunun en az iki yıl daha süreceğine dair güçlü bir olasılık var.”

Yüksek gıda fiyatları çiftçiler için güzel haberler ifade ediyor, onları daha fazla dikim için cesaretlendiriyor. “Ama çoğu çiftçi, o zaman, özel bir ekinin arzında etkisi olan çeşitlendirmeye eğiliyor.” dedi.

Çin’de, mısırın arzı konusundaki açıklığın eksikliği endişeye sevk ediyor. “Çin’deki istatistikler, ekin rekoru kırdıklarını ama gıda enflasyonunun biraz yüksek olduğunu gösteriyor.” dedi Abbassian. Eğer Çin, 2011’de pazara büyük siparişlerle girerse, bu durum küresel arzı altüst edebilir.

Abbassian, tampon ekinlere veya temel gıdalarda geniş stoklara sahip olan ülkelere stratejik rezervlerini korumasını ve devam ettirmesini öneriyor. Gıda ithal eden ülkeler stratejik düşünmeli ve elverişli ticari şartları görüşmeli.

Ayrıca, artan petrol fiyatları -ki geçen hafta bir varilinin fiyatı 90 doları geçti- 2011’de, gıda üretim ve dağıtımında etkilidir.


ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...