29 Nisan 2011 Cuma

Magnum'dan Harika Bir Advergaming Uygulaması: Magnum Pleasure Hunt

Dün nette dolaşırken, uzun süredir girmediğim molaverrahatla bloguna girdim. Onun aracılığıyla Magnum'un yeni interaktif projesi, advergaming uygulaması olan Magnum Pleasure Hunt'tan haberdar oldum...


Advergaming, adından da anlaşılacağı üzere advertising (reklam) ve gaming (oyun, oynamak) kelimelerinin birleşimi. Şirketlerin, ürünlerini, kampanyalarını, vs.yi tanıtırken, reklamlarını yaparken oyunlardan faydalanması...

Aslında bugüne kadar birçok şirket bu tür interaktif girişimlerde bulundu ama açıkçası hiçbirisi Magnum kadar başarılı ol(a)madı. Diğer bir deyişle Magnum'unki onlarınkinden farklı...

Magnum'un bu interaktif uygulamasında, güzel bir kadın vasıtasıyla mümkün olduğunca çok çikolata parçasığı toplamaya çalışıyoruz. Bu oyun vesilesiyle Magnum ürünü olan çikolata parçacıklı dondurmasını tanıtıyor. Bu arada bigumigu'nun belirttiğine göre buradaki ablamız balerinmiş... 


Oyunda Samsung Mobile'dan Youtube'a, Dove'dan Spotify'a, Zulu Safari'ye kadar birçok sitenin içinde dolaşıyoruz. Paraşüt de kullanıyoruz, Saab araba da... Tabii bunlar molaverrahatla'nın belirttiğine göre ödüller ve onların siteleri... Her şey, her ayrıntı iyi düşünülmüş. Görülen her bir şeklin, yazının, paragrafın, vs.nin birer işlevi var oyunda... Ama ben oyunda en çok ablamızın el işaretiyle "haydi" yapmasını ve düşer gibi olduğu durumlarda "augh" sesini çıkarmasını sevdim... Bu arada kullanılan müzikler de çok hoş olmuş, sesler de başarılı...


Kısacası güzel bir uygulama olmuş. Güzelden de öte çok başarılı... Kısa bir google gezintisi ile bu uygulamanın sadece Türkiye'de değil, dünya çapında da büyük bir beğeniyle karşılandığını gördüm. Tabii bunlar kuşkusuz Magnum'a yol-su-elektrik, pardon, müşteri-satış-kâr olarak dönecektir...


Bu uygulama için Magnum'u ve çalıştığı Lowe Brindfors Ajansı'nı tebrik ediyorum...

Oyunu buradan oynayabilirsiniz. Ama dikkat edin, bir süre sonra bağımlılık yaratabiliyor! Benden söylemesi!!!

Barajı Geçen Partilerin de Oyları Çöpe Gidebilir!!!

Bugün İlk Kurşun'da ilginç bir yazı okudum. Aslında ilginçliğinden çok, bilgi verici bir yazı... Türkiye'de hangi ilden hangi partinin kaç milletvekili çıkardığını örnek üzerinden anlatıyor...

Hep merak etmişimdir, örneğin İzmir'de, seçim sonrasında hangi partinin kaç milletvekili çıkardığı ya da diğer bir deyişle, milletvekillerinin partilere göre dağılımı nasıl belli oluyor diye...

Öncelikle partilerin Türkiye genelinde aldığı oy, yani barajı geçip geçmediği önemli... Eğer bir parti barajı geçemediyse, ona verilen oylar - halkın deyimiyle - doğrudan çöpe... Geçen partilerin oyu da il bazında özel bir değerlendirmeye tâbi tutuluyor. Tabiî burada bağımsızlar da devreye giriyor... Bu noktada bağımsızların durumu önemli, zira bağımsızlar Türkiye genelinde değerlendirilmediği ve sadece il bazında değerlendirildiği için önlerinde baraj gibi bir dert yok ve oylar boşa gitmiyor.
 
 
Yazar Ayşe Meral, yazısında, ilginç bir değerlendirmeye yer vererek sadece barajı geçemeyen partilere verilen oyların değil, geçenlere verilen oyların da çöpe gittiğini vurguluyor:

"Bağımsız adaylara baraj yok! Yeterli miktarda oy alan Bağımsız aday milletvekili olur. Türkiyede seçim sistemi Barajlı d’hount sistemidir. Partilere baraj vardır. Barajı geçenin dahi pek çok oyu çöpe gider. Yeterli sayıyı tutturan Bağımsız adayların ise tek bir oyu bile çöpe, boşa gitmiyor..."

Yazar Ayşe Meral, bu değerlendirmesinin ardından verdiği örnekle hem illerdeki milletvekili dağılımını, hem barajı geçenlere verilen oyların da çöpe gidebileceğini, hem de bağımsızların durumunu gözler önüne seriyor:

"...Balıkesir Örneği ile size açıklamak istiyorum. 

Türkiye de uygulanan barajlı D’hont Sistemine göre barajı geçen Partilerin aldıkları oylar, önce 1'e, sonra 2'ye, sonra 3'e, sonra dörde, 5'e, 6'ya, 7'ye, 8'e bölünerek gidiyor...

2007 seçimlerinde, Balıkesir'de partilerin aldığı oy ve çıkarttıkları milletvekilleri sayısı;

AKP        CHP       MHP

287.441  168.593  109.769

Bölme işlemi;

287,441 168,593 109,769

143,720 84,296 54,884

95,813 56,197 ……..

71,860 42,148

57,488 ……..

………

Bütün “bölüm”ler hangi partinin olduğuna bakılmadan alt alta büyükten küçüğe sıralanır:

287,441 Akp 1.milletvekiliğini alıyor

168,593 Chp 2.milletvekiliğini alıyor

143,720 Akp 3.milletvekiliğini alıyor

109,769 Mhp 4.milletvekiliğini alıyor

95,813 Akp 5. milletvekiliğini alıyor

84,296 Chp 6.milletvekiliğini alıyor

71,860 Akp 7.milletvekiliğini alıyor

57,488 Akp 8. milletvekiliğini alıyor

Bu durumda AKP 5 Milletvekili, CHP 2 Milletvekili, MHP 1 Milletvekili çıkarttı...

Son çıkan Milletvekilinin oy sayısı 57.488.

Eğer bir bağımsız aday olsaydı ve bu sayıdan 1 fazla oy alsaydı 8. Milletvekiliği AKP'nin değil Bağımsız adayın olur ve AKP'nin 57.488 oyu çöpe gider, AKP 5 değil 4 Milletvekili çıkarırdı.

Diğer çöpe giden oylara bakalım;

CHP'nin 42.148 Oyu çöpe gitmiş. MHP'nin 54.884 oyu çöpe gitmiş. DP zaten barajı aşamadığı için 61.390 Oyu baştan çöpe gitmiş. Yine Genç Partinin de 29 bin küsur oyu baraj nediyle çöpe gitmiş.

Yani CHP'ye, MHP'ye, DP'ye yaramayan çöpe giden oylar, AKP'ye yaramış!
.."

İlginç... Belki bazılarınız yeni mi öğreniyorsun diyebilir... Evet, özellikle bu değerlendirmeyi ilk defa okudum, öğrendim... Belki benim gibi olanlar vardır diye koydum... Yazının tamamını ise buradan okuyabilirsiniz...

25 Nisan 2011 Pazartesi

Bree Olson Murat'ın Evlilik Teklifini Kabul Etsin!!!

Türk internet âlemi 3 gündür, dünya gündemini sarsan bir Türk'ü konuşuyor. İsmi Murat Yazgı. Konu, bu şahsın Rachel Marie Oberlin ablamıza ya da bilinen adıyla Bree Olson namlı pornocu ablamıza (abla dediğime bakmayın, kendisi 1986 doğumlu ve benden bir yaş küçük) evlilik teklifi. Bir zaytung haberi gibi dursa da değil, gerçek!.. Haberi halen daha okumayanlar buradan buyursun... Ben haber sitesinde, daha haberin başlığını okuduğumda "kesin Türk'tür" dedim. Haberi okuyunca da hiç şaşırmadım...


Her şey aslında Bree'nin 20 Nisan'da twitter'a yazığı mesaj ve koyduğu resimle başlıyor. Şöyle demiş Bree ablamız: "Umarım herkes posta kutuma gelen sayısız hayran mektubunu cevaplamak için ne zorluklar çektiğimin farkındadır." Ardından da Murat'ın yazdığı mektubu yayınlamış.





Mektubu okudum. Mektup evlilik teklifinden veya aşk ilanından çok İslam'a davet havası içeriyor. Bu mektubu yazarken, gönderirken nasıl bir ruh hâlindeydi Murat, gerçekten merak ediyorum. Egonomik'te belirtildiği gibi "o mektubu yazarken, üşenmeden PTT’ye kadar yürürken, elinde numara ile sırada beklerken ve hatta gişelerde “Evet, Nivyorka gidecek” derken ne tür bir haleti ruhiye içerisinde olduğunu yemin ederim aklım almıyor. Vesikalık resmini bile göndermiş ya!" 

Ben de asıl şunu merak ediyorum: Murat Yazgı, Bree Olson'un ev adresini nasıl ve nereden buldu? Bree Olson bu mektubu aldığında okuyabildi mi ya da kime okuttu? Okuduysa-okuttuysa anlayabildi mi?

Bir diğer merak ettiğim husus da Murat bu mektubu yazarken Bree'nin "gerçekten" kabul edeceğini mi düşündü? Yani Bree mektubu okuyacak, etkilenecek ve teklifi kabul edecek, öyle mi? Okuduğu mektuptan etkilenecek, "Murat gel al beni bu hayattan erkeğim. Evinin kadını çocuklarının anası olmak istiyorum." mu diyecek ya da en azından "Çok etkilendim. Benim Murat'a mutlaka vermem lazım." mı ya da "Murat'a veresim geldi" mi diyecek? Peki, diyelim ki Bree kabul etti, ne diyeceksin Murat ailene, nasıl kabul ettireceksin? "Kız ne iş yapıyor" diye sorduklarında "pornocu" mu diyeceksin? Kız kabul etti, geldi diyelim, ailene ne diyeceksin? Uçaksavarlarla kovalarlar sizi yeminle. Arkadaşların "Murat, zamanında yengeye bakarak çok asıldık, pardon." dediklerinde, "Murat gece dayanamadım yengenin eski videolarından birini izledim." dediklerinde ne diyecek, ne hissedeceksin?... Yani Murat, sen bu mektubu yazarken ne içtin, ne hissettin cidden merak ediyorum... Ha, medeni cesaretini tebrik ediyorum, o ayrı. Eminim, olayların bu noktaya gelebileceğini düşünmedin, ihtimal vermedin. Ama, bunu netten yapsaydın (evini bulduğuna göre epostasını, facebook'unu filan da bulurdun) belki bu kadar olmazdı ya da ne bileyim "Sizi beğeniyorum, hayranınızım, İstanbul'a gelin, geldiğinizde - ya da genel olarak - sizinle tanışmak isterim." filan deseydin. Evlilik teklifi ne Murat?

Bu haberle birlikte şu çıkıyor ortaya: Öyle sevdiğiniz her ünlüye mektup göndermeyin, hele hele evlilik teklif etmeyin, maazallah böyle rezil olursunuz dünya âleme... (Yalnız burada Bree Olson'a, kendisine gelen özel bir mektubu afişe ettiği için teessüf ediyorum!!!)

Son olarak, Murat Yazgı'yı merak edenler için, burada belirtildiğine göre blogu varmış. Tabiî bu blog gerçekten onun mu, oradaki resim gerçekten ona mı ait bilmiyorum... Ve burada belirtildiği gibi, Murat Yazgı ismi google'da arama rekoru kıracak. Zira Türkiye'nin en popüler isimlerinden biri şu anda kendisi. Bree Olson videolarında da - bu bahaneyle - izlenme oranında artış görülecektir.

Bree Olson'un mektubu yayınladığı sayfadaki yorumlarda belirtildiği gibi ben de diyorum ki: Sakın hayır deme! Kabul et! Daha iyi bir koca bulamazsın!!!

Not: Konuyla ve konunun kahramanlarıyla ilgili ekşisözlükte yer alan yorumlara bakmadan olmaz!!! Burada belirtildiği gibi sonunda şöyle bir şey çıkar mı acaba: "Evlenme vaadiyle kandırılan porno yıldızı"

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...